8 Haziran 2013 Cumartesi

NELER YAPTIM


Ne memleket havasıymış al,al dinle,dinle bitmedi.Yok canım bendeki yol hikayeleri bitmeyecek. Eşimin görevi gereği ayrı düşmüştük gene ki çok şükür artık sona erdi.Ne çektim bee git, gel yollarda.Evliya Çelebi gibi olduk

Napacaaan katlanacan, mecbuuurr.

Malatya ya döndük hayırlısı ile ama toplanmaya döndük.Artık hayatımız ve işimiz Ankara da devam edecek inşallah.Şimdi anlıyorumki elimi attığım her radyo kanalında,duyduğum her çalan telefonda ANGARA NIN BAĞLARI boşa denk gelmiyormuş. Az oynamadık bu havaya

Ama beni tek mutlu eden tek şey Ankara sosyetesine karışacağım
Bütün sosyete pazarlarının yerini  öğrenecem:) O tezgah senin bu tezgah benim koşturmak, kazıklanmamak için kılı kırk yarmak, batan geminin mallarına denk gelip herkesten önce atlayıp en iyisini en ucuza kapatmaya çalışmak kolay işmi :) (şuan kendimden soğudum) Napıııım pazarcı ruhu var bende,sevmiyorum avm lerde gezmeyi.

Evde eşya toplama devam ederken yarım kalan sofra takımımın peçete kenarlarına Fransız danteli dikip tamamladım.




Arkadaşıma kuru dallardan dilek ağacı yapıp hediye ettim




En son olarak da dün gece DEREOTLU poğaça yaptım

Tarifi tamamen salladım
Yarım paket sıvı yağı erittim içine yarım su bardağı kadar da sıvı yağ kattım
Kutunun dibinde az biraz süt kalmış onu döktüm.1 yumurta kırdım.Tuz attım.
Maya kalmamış kabartma tozu ekledim.Dereotu doğradım gözümün kararı kadar
Yumuşakca bir hamur olana kadar un kattım.
Karar verdim eğerki tarif alıp yapaydım bu kadar lezzetli ve güzel olmazdı daha bundan sonra
Göynüme göre yapcam :)






Malatya dan gitmeden önce de belki bir daha buralara yolumuz düşmez diye (ki kesin düşmez )boş vakit buldukça geziyoruz.

Gelir gelmez kahvaltı için adını keşfeden arkadaşlarımızdan duyduğumuz ama gitmeye fırsat bulamadığımız Su Sesi ne gittik

Daha girmeden şırıl şırıl bir su sesi geliyor önce kulağınıza
Sonra dut ve kayısı ağaçları eşlik ediyor yol boyunca size
Tahtadan yapılmış localarla oturduğunuz yerden arkanıza baktığınızda,yaklaşık 10 metre aşağınızda akan dereyi görebilirseniz ne mutlu adına münhasır bir yer  sadece suyun sesini duyuyorsunuz 
Üstelik benim gibi "mesire alanı" dendiğinde tüyleri diken diken olan börtü böcek korkakları için de masada oturulduğu için süper bir imkan.
Artı, biz sadece kahvaltı var sanıyorduk..tam kalkarken müthiş lahmacun ve mangal kokularından anladık ki öğle ve akşam yemekleri de mevcutmuş.
Nasıl bir burun varsa artık bizde de.
Ancak yer ayırtmadan gitmeyin.Çünkü localar rezerve ediliyor ve inanın yer bulmanıza imkan yok.
Olmadı yer sofrası da mevcut

Eee ne demişler dünyanın en güzeli su sesi,para sesi….demişken son olarak 6 kişiye 70 gayme verdik
Ayy bana da kalık kız övdürmeli ne meth ettim demi
 Çünkü;  ucuuuuz :))

Gene görüşmek üzere sayın okurum
Selametle